İbn Abbas’tan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır: “Hayırlınız, ailesine hayırlı olanlarınızdır.”
(İbn Mâce, Nikah, 50, I, 636)
Abdullah b. Amr’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdular: “Hayırlınız, kadınları için hayırlı olanınızdır.”
(İbn Mâce, Nikah, 50, I, 636)
Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Kişinin keremi (cömertliği, ululuğu ve bütün iyilikleri) dinidir. Mürüvveti (mertlik ve insanlığı) aklı, hasebi (soyluluk ve asaleti) güzel ahlâkıdır.”
(Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, X, 328, Beyrut, 1984)
Ebû Zerr (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.), kendisine hitaben: “Yâ Ebâ Zer, ne tedbir1 gibi akıl, ne haramdan kaçınmak gibi vera,2 ve ne de güzel ahlâk gibi haseb3 olur.” buyurmuştur.
(İbn Hibban, bi Tertibi İbn Belban, Birr, 2, 361, II, 79, Beyrut, 1993)
Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle duâ ederdi: “Allah’ım, ayrılık ve bozgunculuktan, iki yüzlülük ve kötü ahlâktan sana sığınırım.”
(Nesâî, Sünen, İstiaze, 21, VIII, 263-264)
Câbir b. Abdullah (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.), Cebrâil’den, Allâhu Teâlâ’nın şöyle buyurduğunu haber vermiştir: “Muhakkak şu (İslâm Dîni) benim râzı olduğum bir dindir. Ona ancak cömertlik ve güzel ahlâk yaraşır. Sahibi bulunduğunuz müddetçe bu dîni, bu iki huy ile güzelleştirip şereşendirin (takviye edin).”
(Taberânî, Evsat, No: 8915, IX, 424, 425)
Âişe (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Şerrinden dolayı insanların kendisinden sakındığı kimse, insanların en şerlilerindendir.”
(Mâlik, Hüsnü’l-Huluk, 4, II/903, 904)
Ebu’d-Derdâ (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Kıyâmet gününde (ameller tartılırken) mü’minin mizânında güzel ahlâktan daha ağır (gelecek) bir şey yoktur. Şüphesiz ki Allah Teâlâ, kötü huylu, çirkin sözlü kimseleri sevmez.”
(Tirmizî, Birr, 62, IV, 362)
Ebû Zerr (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) bana şöyle buyurdu: “Nerede olursanız olun, Allah’a karşı gelmekten sakının ve kötülüğün peşinden hemen iyiliği yetiştirin ki, onu silip yok etsin. Ayrıca insanlarla güzelce geçinin.”
(Tirmizî, Birr, 55, IV, 355; Darimî, Rikak, 74, I, 719)
İbn Abbas (r.a.)’tan; Peygamber Efendimiz, Eşecc Abdül-Kays’a: “Sende Allahu Teâlâ’nın sevdiği iki (güzel) meziyet vardır: Onlar da hilm (yumuşak huyluluk) ve teenni (düşünceli, temkinli hareket)dir” buyurmuşlardır.
(Tirmizî, Birr, 66, IV, 366, 367)
Ebû Hüreyre (r.a.), Resûlullah (s.a.s.)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Mü’min ülfet eden (insanlarla iyi geçinen) kişidir. İnsanlarla iyi geçinmeyen ve kendisi ile geçinilmeyen kişide hayır yoktur.”
(Ahmed b. Hanbel, II, 4, 5, 335, 9436)
Abdullah b. Amr (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.)’ın şöyle buyurduğunu işittim: “Müslüman, güzel ahlâkı sayesinde Allâh’ın emirlerini yerine getirip devamlı oruç tutanlar derecesine yükselir.”
(Taberânî, Evsat, No: 3150, IV,102-103)
Âişe (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.)’ın şöyle dediğini işittim: “Mü’min, güzel ahlâkı ile (fazla) oruç tutup (fazla) ibadet edenin derecesine erişir.”
(Ebu Davud, Edep, 7, V/149)
Yahya b. Said (r.a.)’den, şöyle dediği rivâyet olunmuştur: “Kişi, güzel ahlâk ile geceyi ibadetle geçiren ve savaş meydanlarında şiddetli susuzluktan ciğeri yanan kimsenin derecesine ulaşır.”
(Mâlik, Hüsnü’l-Huluk, 6, II/904)
Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “Allâhu Teâlâ, İbrahim (a.s.)'a şöyle vahyetti: – Halilim (Dostum)! Kâfirlere karşı olsa da ahlâkını güzelleştir ki, iyilerin girdiği yere giresin. Ahlâkını güzelleştiren kimseyi, Arşımın altında gölgelendirip cennet sularından içireceğimi ve onu civarıma yaklaştıracağımı vâdettim.”
(Taberânî, Evsat, No: 6502, VII, 261)
Ebu’d-Derdâ (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “(Kıyamet günü) mü’minin mizanında güzel ahlâktan daha ağır bir şey bulunmaz.
İnsan, güzel ahlâkı ile (fazla) namaz kılıp (fazla) oruç tutanlar derecesine yükselir.”
(Tirmizî, Birr, 63, IV, 363)
Ebû Dâvûd da muhtasar olarak; “Mizanda, güzel ahlâktan daha ağır gelecek hiçbir amel yoktur.”
(Ebu Davud, Edeb, 7, V, 150)
Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Kul, güzel ahlâkıyla oruç tutan ve namaz kılanların derecesine ulaşır.”
(Taberânî, Evsat, 6279, VII, 154)
Ebû Zerr (r.a.)’den: “Can ve gönülden iman eden, kalbini her türlü fenâlıktan temizleyen, dili doğruyu söyleyen, gönlünü hoş tutup hâline râzı olan, ahlâkını düzelten (güzel) sözleri dinleyip ibret nazarı ile bakan kurtulmuştur.”
(İbn Hanbel, V, 147)
Safvan b. Süleym’den; Resûlullah (s.a.s.) buyuruyorlar ki: “Bedene kolay ve hafif gelen ibadeti size bildireyim mi? Susmak ve güzel ahlâk sahibi olmaktır.”
(İbn-i Ebi’d-Dünya, Kitabu’s-Samt, No: 24, 48, Beyrut, 1988)